Dayanışma Meclisi, Türkiye’de halkın ve emekçilerin varoluş koşullarının iyice ağırlaştığı bir dönemde yola çıkış kararı aldı.
Oy tabanı daralan siyasi rejim, her türden muhalefete saldırısını artırmaya devam ederken, diğer taraftan meclis içi muhalefetin gerçek bir seçenek üretmekten uzak olduğu açık. Bugünkü yönelişlere bakıldığında bu muhalefetin ve olası ittifak adaylarının, olmayacak bir muhafazakâr/neoliberal/sosyal devlet “sentezi” üzerinde uzlaşarak iktidara yürümeye talip olduğu görülüyor.
Dayanışma Meclisi bu ortamda, hem güçlü bir sosyalist sola olan gereksinim, hem de solun daha etkin mücadele araçlarıyla dayanışmasının şart olduğunu düşünerek bir grup aydın, bilim insanı, sanatçı, sendikacı, gazetecinin çağrısıyla 2020 yılının Eylül ayında yola çıktı ve yola çıktığı günden beri yeni üyeler kaydetmeye devam ediyor.
Meclis, sınıf ve aydınlanma eksenli sol bir bakış açısının oluşturulması ve bunun toplumun ana tartışma gündemine dönüştürülmesi hedefiyle hareket ediyor.
Salgın ortamında işsizliğin, yoksulluğun ve sömürü ilişkilerinin katmerlendiği koşullarda, emekçi kesimleri ve geniş halk muhalefetini ne dinci-otoriter rejimin programına ne de sermayenin güdümündeki sözde dönüşüm programlarına mahkum etmemek için sol içi dayanışmayı güçlendirme hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor.