Zorlu Holding şirketlerinde çalışan emekçi kardeş,
Biliyorsun, çalıştığın şirketin patronu Türkiye’nin en büyük zenginlerinden.
Bu servetin nasıl biriktirildiğini de yine en iyi sen biliyorsun.
En başta senin üzerinden, alın terin ve emeğin üzerinden koca bir imparatorluk kurdu.
Sadece dört şirketinin bir yıllık net kârı 20 milyar lira olan Zorlu’nun, gelirinde en ufak bir düşüşe nasıl tahammül edemediği, seni nasıl hedef aldığını da biliyorsun.
Birkaç müşterisi sipariş mi iptal etti, Zorlu’nun milyarca liralık gelirinde küçük de olsa bir düşüş mü oldu… Patronun aklına gelen ilk şey derhal seni işten çıkarmak oluyor. Bunu daha önce defalarca nasıl acımasızca yaptığını, kaç arkadaşını işten çıkardığını biliyorsun.
Bu çark işlesin, işçinin sesi çıkmasın diye nasıl büyük bir baskı atmosferi oluşturulduğunu görüyor, gün gün yaşıyorsun.
Holding bünyesindeki her yere kameralar kurulduğunu, yöneticilerin kameralardan çalışanları izleyerek üzerlerinde nasıl bir baskı kurduğunu biliyor, öfkeleniyorsun…
İşçileri birbirine düşürmek için kurulan muhbirlik ağlarına, sizlere uygulanan büyük mobbinge tahammül edemiyorsun…
Ama Zorlu’ya tüm bu baskı, işçi düşmanlığı ve ülkemizin kaynaklarına çökerek kurduğu koca servet de yetmiyor, daha fazlasını istiyor!
Biliyorsun, İsrail ile ticaret denilince Türkiye’de akla gelen ilk isimlerden birisi Zorlu.
Filistin halkının üzerine her gün acımasızca bomba yağarken, Zorlu milyonlarca dolarlık ticaretini güzel güzel sürdürmeye devam etti, tepkiler artınca, “hepsini sonlandırdık” dedi.
Ancak üzerinden bir ay geçmedi, halkımızın gözünün içine baka baka nasıl yalan söylediği, “İsrail ile ilişkilerimizi kestik” deyip el altından İsrail’in askeri tesislerine enerji sağladığı, bundan da büyük gelir elde ettiği ortaya çıktı.
Bu habere en az şaşıran sen oldun, biliyoruz.
Peki, ne yapacağız, bunca saldırıya, sömürüye, baskıya, yalana sessiz mi kalacağız?
Geçtiğimiz ay Zorlu Holding’in kapısına dayandık, “Zorlu Holding’in mal varlığı ve kârı halkımıza feda olsun” dedik ve bu sözümüzü Holding’in önüne astık.
Biliyorsun, senin, yan tezgahında/masanda çalışan emekçi kardeşinin Zorlu’ya değil, Zorlu’nun size, emekçilere, halkımıza feda olduğu bir düzen için yan yana gelmekten başka şansımız yok.
Bu yüzden çağrımız sana, bu mektubu sana ulaştıranlara omuz ver, omuz ver ki bu patron düzeninden hesap sorup, hakkımız olanı, bizim olanı alalım.