Türkiye’de toplamda yaklaşık 5,5 milyon kamu emekçisi (memur) ve emeklisini ilgilendiren 2020-2021 yıllarını kapsayan 5. dönem toplu sözleşmesini bağıtlayan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararı, 1 Eylül 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar şaşırtmadı, toplu sözleşme sürecinde hükümetin dediği oldu. Hükümetin revize ettiği 2. teklifi, hükümetin güdümündeki Hakem Kurulu değiştirmeksizin kabul etti. Buna göre, kamu emekçileri ve emeklisine, 2020 yılı için altışar aylık dilimlerde %4+4 ve 2021 yılı için %3+3 ücret zammı yapıldı.
Hakem Kurulu, bu kararıyla, göstermelik de olsa hakemlik görüntüsü vermeye çalışmadı. Hükümetin teklifini noktasına, virgülüne kadar kabul etti. Bu durum, kamu emekçileri toplu sözleşmesinin, hükümet ile yandaş konfederasyon Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) arasında bir mizansene dönüştüğünü bir kez daha gösterdi.
Bir süre önce Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın mikrofon skandalı ile çok tartışılan kamu işçileri toplu sözleşmesinde olduğu gibi, kamu emekçilerine de kriz tarifesi uygulandı. Patronlara bütçeden teşvik üstüne teşvik veren hükümet, iş kamu emekçisinin ücretlerine zam konusuna gelince kemer sıkmayı hatırladı. Bu sözleşme, kamu emekçilerinin yüksek enflasyon döneminde ücretlerindeki aşınmayı ve hak kayıplarını hızlandıracak.
Kamuda bu iki sözleşmede dayatılan düşük ücret zamları, kriz sürecinde patronların özel sektörde bağıtlayacağı sözleşmeler için de emsal niteliği taşıyor. Bu nedenle, sözleşmelerin düşük ücret zammı ile bağıtlanması en başta sermayenin işine geliyor.
1- KAMU EMEKÇİLERİNE GREVSİZ TOPLU SÖZLEŞME DAYATILDI.
Türkiye’de kamu emekçilerinin sendikal hakları ve toplu sözleşme sistemi, 2001 yılında yasalaşan ve zamanla değiştirilen 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ile düzenleniyor. Bu kanunda en önemli değişiklik 2010 yılında gerçekleştirilen Anayasa Referandumu’ndan sonra 2012 yılında yapıldı. Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesiyle, Anayasa’nın 53. maddesine kamu emekçilerine toplu sözleşme hakkı tanıyan fıkralar eklendi.
Ancak aynı değişiklikler çerçevesinde, kamu emekçilerine toplu sözleşme hakkının ayrılmaz parçası ve güvencesi olan grev hakkı tanınmadı. Buna göre, Anayasa’ya “Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.” hükmü de eklendi.
Anayasa’daki bu değişikliklerin paralelinde 4688 Sayılı Kanun, 2012 yılında değiştirildi, bu değişiklik sırasında kanunun ismine “…Toplu Sözleşme Kanunu” ibaresi de eklendi.
Söz konusu değişikliklerle kamu emekçilerine, toplu sözleşme hakkı getirilirken grev hakları gasp edildi. Grev hakkını içermeyen toplu sözleşme düzeninde, toplu sözleşme hakkından bahsetmek mümkün değil. Çünkü toplu sözleşme prosedüründe hakları için müzakere ve mücadele edecek kamu emekçilerine, grev hakkı tanınmayarak, uyuşmazlık halinde Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulması konusu düzenleniyor. Bu hakem kurulunun kararları kesin ve toplu sözleşme hükmünde bulunuyor.
Bu çerçevede Türkiye’de kamu emekçilerinin, özgür ve eşit bir toplu pazarlık yürütmesi koşulları ortadan kaldırılmış oldu. Demokratikleşme adımları olarak yansıtılan ve başta “Yetmez Ama Evet” diyerek dönemin AKP hükümetine destek olan kesimlerin katkısıyla kabul edilen 2010 Anayasa değişiklikleri ile kamu emekçilerinin toplu sözleşmede pazarlık gücü ortadan kaldırıldı ve grev hakkı gasp edildi.
Kamu emekçileri 2020-2021 yıllarını kapsayan 5. dönem sözleşmesi sürecine de, bu şartlarda, grev hakkı ve silahı olmadan girdi.
2- AĞUSTOS AYINDA YENİ BİR TOPLU SÖZLEŞME MİZANSENİ SERGİLENDİ.
Kamu emekçilerinin (memurların) toplu sözleşme süreci, Ağustos içerisinde başlayıp sonuçlandırılıyor. Bu çerçevede, konfederasyonlar sözleşme tekliflerini 24 Temmuz 2019 tarihinde Devlet Personel Başkanlığı’na verdi.
Toplu sözleşme görüşmeleri ise 1 Ağustos 2019 tarihinde yapılan toplantı ile başladı. 16 Ağustos 2019 tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, hükümetin ilk teklifini açıkladı. Teklifte, 2020 yılının ilk altı ayı için %3,5 ikinci altı ayı için %3, 2021 yılının ilk altı ayı için % 3, ikinci altı ayı için % 2,5 ücret zammı sunuldu.
Ardından 18 Ağustos 2019 tarihinde Bakan Selçuk ile MEMUR-SEN arasında toplu sözleşme sisteminin dışına çıkılarak yapılan görüşme sonrası, Bakanın gece yarısı attığı (19 Ağustos 2019) bir sosyal medya mesajı ile hükümetin sunduğu ilk teklifin revize edildiği belirtildi. Buna göre hükümetin 2. teklifi, ücret zamlarında 2020 yılı için %4 + %4, 2021 yılı için ise %3+%3 oldu.
MEMUR-SEN, hükümetin bu teklifini de kabul etmediklerini açıkladı ve uzlaşma sağlanamadı. Konfederasyon, 23 Ağustos günü Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na (KGHK) başvurdu. Hakem Kurulu 28 Ağustos 2019 tarihinde, hükümetin 2. teklifi ile aynı oranlarda ücret zammı oranlarını açıkladı. Yani 2020 yılı için %4+4, 2021 için de %3+3 zam oranı onaylandı. Bu kararla, Hakem Kurulu’nun hükümetin güdümünde olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Karar 1 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı.
4688 Sayılı Kanun’a göre toplu sözleşme görüşmelerinde, masada yaklaşık 5,5 milyon kamu emekçisi adına en fazla üyeye sahip MEMUR-SEN karar verme yetkisine sahip bulunuyor. AKP’li yıllarda üye sayısını hızla arttıran yandaş MEMUR-SEN, hâlihazırda 1 milyon 20 bin üyeye sahip. AKP iktidara gelmeden önce 42 bin dolayında üyesi olan konfederasyon o tarihten bu yana üye sayısını yaklaşık 24 kat arttırdı! Yani AKP hükümetlerinin gölgesinde büyüdü. (Memur-Sen mucizesi (!) için bkz. “Kamu Emekçileri Sendikası 2019 Temmuz İstatistiği Değerlendirme Raporu” Emek Merkezi/19 Temmuz 2019, Erişim: http://tkp.org.tr/brosur/kamu-emekcileri-sendikalari-2019-temmuz-istatistigi-degerlendirme-raporu )
Sadece bu durum dahi, kamu emekçilerinin toplu sözleşme süreçlerinin bir hakkın kullanımından çok bir mizansen olduğunu gösteriyor. Çünkü milyonlarca kamu emekçisinin iki yıl boyunca maddi ve idari hakları için kurulan müzakere masasının iki tarafında da hükümet var.
Dolayısıyla, Ağustos ayı boyunca yürütülen görüşmeler ve devam eden süreçte MEMUR-SEN tarafından gerçekleştirilen birkaç göstermelik eylemin de bu mizansenin bir parçası olduğu görülüyor. Sürecin MEMUR-SEN’in imzası ile değil KGHK tarafından bağıtlanması da, yandaş konfederasyonun “biz kabul etmedik, Hakem Kurulu kararı verdi” tiradı ile mizanseni tamamlamasına olanak sağlıyor.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu (KGHK)
4688 Sayılı Kanun’un 34. maddesinde düzenlenen KGHK heyetinin bileşimi, 11 kişiden oluşuyor. Bu kişiler;
– Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkan, Başkanvekili, Başkan Yardımcısı veya Daire Başkanları arasından Cumhurbaşkanınca Başkan olarak seçilecek bir üye
– Cumhurbaşkanınca belirlenen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından dört üye
– Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından belirlenecek iki, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlardan birer üye
– Üniversitelerin kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşıyanlar arasından Cumhurbaşkanınca seçilecek bir üye
– Bağlı sendikaların üye sayısı itibarıyla en fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından üç, bağlı sendikaların üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından ikişer olmak üzere yukarıda belirtilen bilim dallarından en az Doçent unvanını taşımak kaydıyla, önerilecek toplam yedi öğretim üyesi arasından Cumhurbaşkanınca seçilecek bir üye.
Görüldüğü üzere 11 kişiden oluşan Kurulun yedisi Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Bileşimi bu şekilde oluşturulan Kurulun, hakemlik yapması ve tarafsız olması düşünülemez. Nitekim verdiği son karar ile hükümetin önerdiği 2. revize teklifi oy çokluğu ile aynen kabul etti.
7 üyesi Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen KGHK’nın geri kalan 4 üyenin ikisi MEMUR-SEN, biri Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve diğeri de Türkiye Kamu Sendikaları Konfederasyonu (T. KAMU-SEN) tarafından belirleniyor. KGHK, kararını açıklamadan önce MEMUR-SEN “cüzdan atma” gibi sembolik bir eylem tercih etti. T. KAMU-SEN sonuçsuz basın açıklamaları dışında bir etkinlik göstermedi. KESK’in ise bu süreçte gerçekleştirdiği eylemler etkisiz kaldı ve kamuoyunda yankı bulmadı. KESK son eylemini, 27 Ağustos 2019 Salı günü ülke genelinde üretimden gelen gücün kullanılacağını ilan ettiği “İnsanca Bir Yaşam Ve Güvenceli İş İçin G(Ö)REVDEYİZ” başlıklı iş bırakma çağrısıydı. Ancak bu çağrı da başarısız bir grev denemesi olarak kaldı.
3- KAMU EMEKÇİSİNE VE EMEKLİLERE KRİZ TARİFESİ: SÖZLEŞMEDE HÜKÜMETİN VE SERMAYENİN DEDİĞİ OLDU.
2020–2021 dönemi memurları kapsayan Toplu Sözleşme, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından bağıtlandı. Sözleşmenin kapsamının bu kadar geniş olması ilgilendirdiği kesimler açısından da büyük önem taşıyor.
Bilindiği gibi MEMUR-SEN Toplu Sözleşme imzalamaya yetkili konfederasyon. MEMUR-SEN’in haricinde KESK ve T. KAMU-SEN süreçle ilgili tekliflerini ve görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
KESK’in TİS teklifinde öne çıkan vurgu demokratik bir toplu sözleşme düzeni oldu. Bilindiği gibi Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesinde, Toplu sözleşmeyi imzalamaya yetkili konfederasyon, en çok üyeye sahip olan konfederasyon. Diğer konfederasyonların toplu sözleşme masasında temsil edilmemesi, grevsiz bir toplu sözleşmeye memurların mahkûm edilmesi KESK’in açıklamasında öne çıkan başlıklardan biriydi.
T. KAMU-SEN’in ve MEMUR-SEN’in teklifleri ise ücret odaklı teklifler olarak öne çıktı.
Ücret, birçok toplu iş sözleşmesinde olduğu gibi kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde de önemli maddelerden birini oluşturmakta.
Devlet memurları ücretleri, taban aylık, aylık katsayı, yan ödeme, ek ödeme özel hizmet, kıdem aylık ödeneklerinin toplamından oluşuyor. Bu bağlamda aldıkları ücret, birkaç kalemde incelenmeli ve konfederasyonların verdiği teklifler bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Ayrıca memur ücretlerine ek olarak aile ödeneği, çocuk ödeneği gibi ödenekler de verilmektedir.
5. DÖNEM KAMU TOPLU SÖZLEŞME TEKLİFLERİ
KESK’in TİS Teklifi:
KESK’in ücret teklifini belirlerken öne çıkan parametre yoksulluk sınırı oldu. Yoksulluk sınırının artışı ile paralel bir artış teklif edildiği KESK açıklamalarında da belirtildi. Buna göre KESK’in teklifi 2020 yılı için %38’lik bir artışı öngörüyordu.
KESK’in açıklamasında en düşük memur maaşı 15 kademenin 1. Derecesinde çalışan bir memuru baz alıyordu. Taban aylık, aylık katsayı, yan ödeme, ek ödeme özel hizmet tazminatı ve kıdem aylıkla birlikte en düşük, bekâr bir memurun maaşı 3055 TL olarak belirtildi. Yapılan teklif ile birlikte bu memurun ücreti 4222 TL’ye çıkıyor. KESK’in teklifi 6’şar aylık ücret zammını değil yıllık ücret artışını öngörmekteydi.
KESK’in önemli teklifleri eş yardımı ve çocuk yardımı üzerineydi.
Ayrıca tekliflerinde yakacak yardımı, lojman yardımı, ikramiye gibi öneriler de yer almıştı.
KESK’in 2. yıl için önerisi ise enflasyon +3 puan olmuştu.
T. KAMU SEN’in TİS Teklifi:
T. KAMU SEN’in 1. Altı ay zam teklifi, 3 aşamadan oluşuyor.
2020 yılı için;
- Taban aylığa seyyanen 600 TL artış
1. Altı ay %10
2. Altı ay % 10
01.01.2020 den itibaren geçerli olmak üzere %3 refah payı talep edildi.
2021 yılı için;
1. Altı ay %8
2. Altı ay %8
01.01.2021’den itibaren geçerli olmak üzere %3 refah payı talep edildi.
T. KAMU-SEN’in teklifi, en düşük memur maaşına 1. altı ay itibari ile 1.081 TL ücret zammını yani %35,82 artışı, ortalama memur maaşına 1. altı ay itibari ile 1.213,66 TL ücret artışı yani %30,24 ücret artışı öngörmekteydi.
MEMUR-SEN’İN TİS Teklifi:
MEMUR-SEN’in teklifi diğer 2 ana konfederasyon içinde en düşük teklif idi. MEMUR-SEN’in teklifi Toplu Sözleşmeyi imzalamaya yetkili sendika olması açısından da önemli.
MEMUR-SEN’İN ücret teklifi 1. altı ay için 3 aşamalı bir teklif;
1- Taban aylığa 200 TL seyyanen zam
2- 1. altı ay için; aylık, taban aylık katsayısı, Yan Ödeme katsayısı ve Ek Ödeme katsayısına %8
3- Aylık, Taban Aylık Katsayısı ve Yan Ödeme Katsayısına %3 refah payı
2. altı ay için;
Aylık, taban aylık katsayısı, Yan Ödeme katsayısı ve Ek Ödeme katsayısına %7
3. altı ay için;
1- Aylık, taban aylık katsayısı, Yan Ödeme katsayısı ve Ek Ödeme katsayısına %6
2- Aylık, Taban Aylık Katsayısı ve Yan Ödeme Katsayısına %2 refah payı
4. altı ay için;
Aylık, taban aylık katsayısı, Yan Ödeme katsayısı ve Ek Ödeme katsayısına %6
MEMUR-SEN’in, yan ödeme puanın arttırılması, kıdem aylığı gösterge rakamının arttırılması, ek gösterge oranlarının arttırılması ve toplu iş sözleşmesi ikramiyesi talepleri de yer aldı.
KGHK TARAFINDAN BAĞITLANAN SÖZLEŞME
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu (KGHK) tarafından bağıtlanan ve 0.01.2020 ile 31.12.2021 tarihleri arasında yürürlükte kalacak Kamu Görevlilerinin Geneline Ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali Ve Sosyal Haklara İlişkin 2020 ve 2021 Yıllarını Kapsayan 5. Dönem Toplu Sözleşme, 1 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Hakem Kurulu, hükümetin revize ettiği 2. teklifi ile aynı düzeyde olan ücret artış oranlarını kabul etti. Buna göre milyonlarca kamu emekçisi ve emeklilerin ücretine, 2020 yılı için %4+%4, 2021 yılı için %3+%3 bir oranda zam yapılması öngörüldü.
KGHK tarafından bağıtlanan sözleşme, en çok üyeye sahip KESK, T. KAMU-SEN ve MEMUR-SEN’in tekliflerinin çok altında bir sözleşme.
Ücretin dışında bakıldığında da bağıtlanan sözleşme ile birlikte konfederasyonların tekliflerinde yer alan birçok madde sözleşmede ya yer almadı, ya da beklentilerin çok altında bir şekilde yer aldı. Konfederasyonların yüzlerce talebinden sadece 3 tanesi kabul edildi. Diğer tüm talepler reddedildi.
KGHK kararında, bu kurul içerisinde temsilcisi bulunan MEMUR-SEN, T. KAMU-SEN ve KESK karşı oy kullandılar ve şerh düştüler.
Tarafsız olduğu iddia edilen KGHK, verdiği bu kararla kriz koşullarında sermayenin ve hükümetin istediğini yaptı, ücretlere düşük zam oranları belirleyerek kamu emekçileri ve emeklilerin ciddi bir kayba uğramasına neden oldu. Kamu işçilerini ilgilendiren sözleşme gibi bu sözleşme de, özel sektörde önümüzdeki dönemde gündeme gelecek sözleşmelere emsal oluşturacak. Ücretlerin ve emeğin haklarının sermayenin talepleri doğrultusunda baskılanması sürecine katkıda bulunacak.
Bağıtlanan sözleşmeyi ücret ve sosyal ödeme ve ödenekler çerçevesinden incelersek;
ÜCRET
Aylık, taban aylık ve yan ödeme katsayıları
Bağıtlanan sözleşmeye göre aylık katsayı, yan ödeme katsayısı ve taban aylık katsayısı aşağıdaki gibi belirlendi.
En Düşük Memurun Ücreti üzerinden bağıtlanan sözleşmeyi incelersek 15’in 1. Kademesinde yer alan bir memurun ücretine 1. Altı ay için 122,20 TL’lik bir artış olduğunu görebiliriz. (Enflasyon farkı hariç)
Enflasyon farkı
Bağıtlanan sözleşmede ücret zamlarının düşüklüğü nedeniyle enflasyon farkı ödemesi maddesi yer aldı. Bu sözleşmede dikkat çeken fark ise enflasyon farkından yararlanma şartının değişmesiydi. Hatırlanacağı gibi 4. Dönem kamu sözleşmesinde de ilk altı ay için %4 zam uygulanmış, enflasyon farkı, enflasyonun %4’ü geçmesi halinde uygulanmıştı. 5. Dönem toplu iş sözleşmesinde ise bu düzenlenme daha farklı bir şekilde yer aldı.
1. altı ay zam oranı geçen dönem olduğu gibi %4 olarak belirlenmesine rağmen enflasyon farkı alınabilmesi için enflasyonun %5 ve üzeri şart koşuldu. Yani eğer enflasyon değeri %4,5’te kalırsa kamu emekçileri %4’lük zamdan başka zam alamayacak, enflasyonun bile altında bir zam oranı ile karşı karşıya kalacaklar.
SOSYAL ÖDEME VE ÖDENEKLER
Aile yardımı
Aile yardımı, aylık katsayı ile gösterge rakamının çarpılması ile bulunan rakamdır. 2012 yılından beri 2.134 olan gösterge rakamı bu dönem arttırılarak 2.273’e çıkartıldı.
Çocuk Yardımı
Çocuk yardımı ile ilgili tüm konfederasyonların göstergenin arttırılmasına yönelik talepleri dikkate alınmadı. Çocuk yardımı sadece aylık katsayının arttırılmasından dolayı zamlanmış oldu. Çocuk yardımı her bir çocuk için aylık katsayının 250 gösterge rakamı ile çarpılması sonucu bulunan tutar kadardır. 0 – 6 yaş arası çocuklar için bu ödenek 2 ile çarpılır.
Toplu Sözleşme İkramiyesi
4. dönem Kamu Toplu Sözleşmesindeki gibi yer aldı. Buna göre 750 gösterge rakamının memur aylık katsayı ile çarpılması sonucu bulunan tutar kadar Toplu Sözleşme İkramiyesi ödenir.
SONUÇ
Türkiye’de toplamda yaklaşık 5,5 milyon kamu emekçisi (memur) ve emeklisini ilgilendiren 2020-2021 yıllarını kapsayan 5. dönem toplu sözleşmesi, hakem görevi görmesi gereken KGHK tarafından hükümetin sunduğu 2. teklifi aynen kabul etmesi ile nihayetlendi. Buna göre, kamu emekçileri ve emeklisine, 2020 yılı için altışar aylık dilimlerde %4+4 ve 2021 yılı için %3+3 ücret zammı yapıldı. Zam oranı, hâlihazırda zaten çeşitli yollarla baskılandığı anlaşılan %15 dolayındaki yıllık enflasyonun da altında bir düzeye işaret ediyor. Ücret zammı, iki yıl için kümülatif %14,7’ye ancak ulaşıyor.
Her ne kadar, sözleşmede enflasyon farkı verilecek olsa da, hükümetin kemer sıkma politikaları ve manipülasyonları ile enflasyonu önümüzdeki dönemde düşük gösterme çabasının süreceği anlaşılıyor. Bu koşullarda, kamu emekçilerinin ve emeklilerin gerçek enflasyonunun daha yüksek olacağı ve gerçekte alım güçlerinin daha da düşeceği görülüyor.
Öte yandan, sözleşmede 1. altı ay zam oranı geçen dönem olduğu gibi %4 olarak belirlenmesine rağmen enflasyon farkı alınabilmesi için enflasyonun %5 ve üzeri şart koşuldu. Yani eğer enflasyon değeri %4,5’te kalırsa kamu emekçileri %4’lük zamdan başka zam alamayacak, enflasyonun bile altında bir zam oranı ile karşı karşıya kalacaklar.
Kamu emekçileri, adına yandaş MEMUR-SEN’in karar verme yetkisine sahip olduğu toplu sözleşme sürecinde, grev hakkının tanınmamış olması aslında toplu sözleşme hakkının da ortadan kalktığını gösteriyor. Grev yapma hakkını içermeyen toplu sözleşme sürecinde özgür ve eşit toplu pazarlık koşulları ortadan kalkmış bulunuyor.
Bu şartlarda kamu emekçilerinin ve konfederasyonların, toplu sözleşme sisteminin bütününe karşı çıktığı, yandaş sendikalarla ortaya konan mizansenin reddedildiği ve kamu emekçilerinin haklarına bizzat sahip çıkacakları ve içerisinde yer alacakları bir mücadele kanalının yaratılmasına ihtiyaç var.