Haftalık siyasi dergi Boyun Eğme’nin 91’inci sayısı okurlarıyla buluştu. “97. yaşında, hep aynı inat ve kararlılıkla… Sosyalizm yolunda” manşetiyle çıkan dergi, haftanın siyasi olaylarını da değerlendiriyor.
Dergide yer alan bazı konu, başlık ve yazarlar şöyle:
TKP’den 97’nci mücadele yılı sözü
Başladığımız işi bitireceğiz
1920’den 2017’ye… 97’nci mücadele yılında Türkiye Komünist Partisi…
Kemal Okuyan’la söyleşi:
Bizim yolumuz farklı olacak
“Türkiye Komünist Partisi, ilkelerinde hiçbir aşınmaya izin vermeden, partinin siyasal ve düşünsel birikimini geriye çekmeden dilini, siyaset yapma tarzını ve toplumsal kimliğini mümkün olan en sade ve anlaşılır biçimde yeniden yapılandırıyor. Biz solda uzun süredir kabul edilmiş, alışılmış ölçeklerin dışına çıkmaya kararlıyız.”
AKP’nin OHAL’i hayra alamet değil! – Orhan Gökdemir
Dava adım adım belli bir plan dahilinde ilerliyor. Çağlayan’ı sanık yapan sürecin diğer Rıza Sarraf dostlarına dokunmaması için de hiçbir engel yok. Bütün bunlara rağmen Türkiye’de her şey hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ediyor. Zafer Çağlayan birkaç yıldır yurtdışına çıkamıyor ama tutuklanma korkusundan değil fıtıktan! Hatta o kadar ki Rıza Sarraf’ın atları da koşup para kazanmayı sürdürüyor. Sarraf’ın cezaevinde olduğu süre boyunca “Dayım Benim” adlı yarış atından 1 milyon 213 bin lira kazandığı açıklandı ki Türkiye nüfusunun yüzde 99’u için bu büyük bir servet. Ne diyelim at koşar baht kazanır!
ODTÜ’deki orta yol! – Barış İplikçi
Bir yanda rektörden çok bir belediyeciyi andıran Kök, diğer yanda bir belediye başkanından çok yağmacı ve istilacı Gökçek… Ortada ise katledilen ODTÜ ormanı… Bu kısa bir Türkiye hikâyesi aslında.
Basının tarihi çürümenin tarihi – Gökçe Giresunlu
12 Eylül 1980 darbesi her alanda olduğu gibi basın alanında da bir milat. Darbe ile basının yapısı bozuldu, insan malzemesi çürütüldü ve sonunda götürülüp vahşi kapitalizmin eline teslim edildi. AKP eliyle büsbütün el konulup basit bir propaganda aparatına dönüştürülene kadar basının tarihi bu bozulma ve çürümenin tarihi.
AKP ava giderken avlandı mı?
PKK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu ikisi üst düzey, ikisi bölge sorumlusu olmak üzere 20 MİT elemanının ellerinde olduğunu açıkladı. Eğer bütün bu bilgiler doğruysa Suriye’de ve Irak’ta hızla irtifa kaybeden AKP iktidarının uluslararası ve bölgesel kuşatmanın iç politikadaki yansımalarını kırmak için elinde kalan tek kozda da zorlanacağı tahmin edilebilir.
Bir sorun var Trump’tan derin – Tulga Buğra Işık
Göreve geldikten sonra neredeyse tüm başlıklarda geri adım atmak zorunda kalan Trump yönetimi, bir yılını doldurmadan ciddi anlamda kan kaybetti ve Trump’ın yola çıktığı isimlerin büyük bölümü kısa sürede tasfiye edildi. Trump ile birlikte açılan tartışmalar, ABD’nin zayıflıklarını herkesin gözünün önüne koyuyor. Bu sebeple ABD’nin yönetilememe sorunu Trump’ın kişiliğinden çok daha derinlerde.
Gericilik ve şeytanın müziği – Ulaş Özer
Büyük besteci Beethoven’in çağdaşı, kilise müziği bestecisi ve orgcu olan Samuel Wesley, Avrupa’da büyük bir toplumsal kırılma yaşanırken Beethoven ve diğer devrimci müzisyenleri kastederek “nasıl oluyor da en iyi ezgiler şeytandan çıkıyor” diye sormuştu. Gericilik, tarih boyu ilericiliği sapkınlıkla, dinsizlikle suçladı. Varsın sermaye düzeninden beslenen gericilik ülkemizin tüm ilerici kazanımlarına bayrak açmış olsun, ve böylece saflar netleşsin.
Öte dünyaya gerek yok al sana cehennem! – Enver Aysever
Bu süreç nasıl sonlanır, bunu güncel siyasal olaylarla tartışmak artık gerçekçi de değil doğru da! Sanırım sıkışan toplum tepki vermeye başlayacak. Önemli olan meydanı boş bulan liberal kanaat önderleri(!) ile karışmadan yolu bulmak. Sosyalizm şart… Demek ki neymiş; boyun eğme!
Arka-daşlar ve Mevki-daşlar – Ayşegül Çakan
Mevkilerin eşit olması için ülkelerin her şeyiyle, politik, ekonomik gelişmişlikleriyle, dünyaya bakışları ve uygulamalarıyla eşit olması gerekir. Önünde ceket iliklediğiniz, talimat aldığınız, iki dakikalık görüşme için AB koridorlarında saatlerce volta atıp beklediğiniz insanlarla hiçbir anlamda –daş olamazsınız. O yüzden hiç zorlamayın dili ve zihinleri. İtiraz noktamız tam olarak budur.