Rusya’yla araları iyi değil çünkü Sovyetler’i hatırlatıyor ama…
NATO’cu, Amerikancı düzen siyasetçileri Rusya’yla kurulan dengelere hiç sıcak bakmıyor. AKP içinde de dışında da zaman zaman “denge siyaseti” gütmenin gereklerinden söz ediliyor ve Rusya’nın ülkenin “batıya mahkumiyetini” hafifletmek için yararlı bir ilişki olduğu düşünülüyor ama esas değişmiyor.
Türkiye’nin Rusya’ya düşman bir güç olarak mevzilenmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Bunun stratejik temelleri var elbette.
Türkiye kapitalizminin dünya ile ilişkilerinin de bu görüşte bir payı var.
Ama asıl mesele Rusya’nın hep Sovyetleri hatırlatıyor olması.
ABD emperyalizminin saldırgan biçimde üzerine çullandığı, yıkmaya çalıştığı kimi “üçüncü dünya” ülkelerine sağladığı destek düşünüldüğünde gerçekten de Putin Rusyası Sovyetler’in batı karşıtı, ezilen halklarla dayanışma içindeki duruşunu zaman zaman andırıyor.
Öte yandan Sovyetler Birliği’nin merkezi unsuru olarak Sovyet Rus Cumhuriyeti ile onun yerini onu yıkarak alan kapitalist Rusya arasında çok temel farklar var.
İşçi sınıfının dünya üzerindeki ilk sosyalist yurdu olan Sovyetlerle, oligarkların sürüklediği Rusya apayrı yapılarda.
Sovyetlerin emperyalizme karşı ve uluslar arasında baskı ve hiyerarşiye değil dayanışmaya dayalı dış politikasıyla, Putin Rusyası’nın çıkarcı, yayılmacı ve Rus sermayesi için korumacı diplomasisi de apayrı yapılarda.
Esasen, Sovyet halklarının yıllar ilerledikçe elde ettikleri kazanımlar düşünüldüğünde, Sovyet Rus Cumhuriyeti’nin Putin Rusyası’ndan çok başka bir ülke olduğu çok açık.
boyunegme_212_dijital