Türkiye Komünist Partisi’nin sömürü düzenine karşı mücadeleyi yükseltme iradesi, bu ülkede haksızlığa uğrayan, özgürlükleri elinden alınan, zorbalığın hedef tahtasına yerleştirilen herkesin mücadelesine güç verir. Bu anlamda haksızlıklara, hukuksuzluğa karşı yürüyen ya da farklı protesto yöntemleri geliştiren yurttaşlarımızı selamlıyoruz.
Öte yandan, başından beri söylediğimiz gibi, bir süredir Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer işgal eden Adalet Yürüyüşü’nün çağrıcısı olan siyasi kurum CHP ile sınıfsal ayrımlara dayanan derin ideolojik ve siyasal farklılıklarımız olduğu açıktır. Bu farklılıklar doğal olarak “adalet” anlayışımızı da içermektedir. Yine doğal olarak söz konusu partinin ittifaklar politikası ve işbirliği yaptığı siyasi odakların bir bölümü partimizin herhangi bir biçimde kendisine yakın güçler arasında göremeyeceği niteliktedir.
TKP bir sınıf partisidir ve sermaye ile emek arasındaki çelişkileri ihmal eden, yok sayan ve giderek üzerini örten ortak platformlarda yer almamaktadır. Benzer biçimde TKP emperyalist merkezlerle karşıtlık ilişkisine girmeyen eylem ve etkinliklerden de uzak durmaktadır.
Bu anlamda parti olarak yürüyüşün son evresine ya da CHP tarafından düzenlenecek bir mitinge katılmamız söz konusu değildir. Daha önce açıkladığımız gibi, yürüyüşe ya da mitinge karşı siyasi iktidar tarafından yönlendirilen bir şiddet, zor kullanımı ya da engelleme girişimi gündeme gelecek olursa TKP’nin buna göre kararını gözden geçirmesi söz konusu olabilir.
Türkiye Komünist Partisi “Asıl Adaletsizlik Sömürü Düzenidir” sloganıyla bir çalışma yürütmektedir. Halkımızı bu içeriği her platformda dile getirmeye çağırıyoruz. 9 Temmuz’da mitinge katılmayı düşünen emekçilere de çağrımız budur.
Bugün Türkiye’nin ivedilik ve hayatiyet taşıyan ihtiyacı, işçi sınıfının siyaset sahnesinde ağırlığını hissettirmesidir. AKP iktidarındaki en büyük adaletsizlik, toplumsal zenginliklerin patron sınıfı tarafından ahlaksızca yağmalanmasının önündeki her tür engelin kaldırılmasıdır. Burada özgürlüğü elinden alınan emekçi halkımız, sınırsız özgürlük elde eden ise toplam nüfusun küçük bir bölümünü oluşturan sermayedarlardır. Adalet, bunu sorgulamadan aranamaz.
İşten atılan akademisyenin, öğretmenin, hekimin, avukatın, hakim ya da savcının, tutuklanan gazetecinin karşı karşıya kaldığı zulme ve haksızlığa karşı mücadele, sömürüye karşı mücadeleyle birleştirilmediğinde at izi it izine karışır. TKP bu nedenle adalet ve özgürlük mücadelesinin düzen siyaseti ve emperyalist merkezler tarafından kirletilmesine, arsız patron sınıfınca istismar edilmesine karşı durmaya devam edecektir.
“Asıl adaletsizlik sömürü düzenidir” sloganı yeterince açıklayıcıdır.
Adalet, çocukların gelecek kaygısı olmadan büyüyebildikleri bir ülkede olur.
Adalet, güven duyduğun bir ülkede yaşıyorsan vardır.
Adalet, eşit ve ücretsiz sağlık hizmetiyle gelir.
Adalet, bilimsel eğitimle sağlanır.
Adalet, doğanın korunmasını gerektirir.
Adalet, tarihe ve sanata sahip çıkan bir ülkede sağlanır.
Adalet, olanakların eşit bölüşümü varsa vardır.
Adalet, eşitlikle, özgürlükle gelir.
Adalet sömürücü-asalak-hırsız bir sınıfın kapı dışarı edilmesi ile sağlanır.
Adalet, halkın ekmeğidir. Adaleti sağlayacak olan, halkı adalete doyuracak olan sosyalizmdir.